YILDIZ EGE
GENÇLİK ve SPOR KULÜBÜ
YILDIZ EGE
GENÇLİK ve SPOR KULÜBÜ
Manisa Hakkında
Manisa, Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık on dördüncü şehridir. 2016 itibarıyla yaklaşık 1.5 milyon nüfusa sahiptir.
Manisa'da 17 ilçe bulunur. İl biri Büyükşehir Belediyesi ve 17'de ilçe belediyesi olmak üzere toplam 18 belediye aracılığıyla yönetilmektedir. İl’de bulanan 17 ilçe ise şunlardır:
"Şehzadeler Şehri" olarak da bilinir. Türkiye çapında Sultaniye Üzümü, Kırkağaç Kavunu, Akhisar Zeytini, Salihli Kirazı, Köprübaşı Çileği ve Mesir Macunu ile ünlüdür.
Antik çağda "Magnesia", Roma İmparatorluğu döneminde tam ismiyle "Magnesia ad Sipylum" olarak anılmıştır. Türkiye'nin en gelişmiş ve en büyük organize sanayi bölgelerinden birisine sahiptir. Manisa ili üzümü, kavunu, mesir macunu ile ünlüdür.
Bölgenin İzmir'den sonra ikinci büyük sanayi ve ticaret merkezidir. Ayrıca Manisa Türkiye'nin en hızlı sanayileşen 3. kentidir. Kent merkezi olarak Türkiye'nin en yoğun göç alan şehirlerinden birisidir.
Tarihçe ve Turistik Yerler
Fransız Kartpostalı-Kybele Kaya Anıtı Gymnasium, Lidya Başkenti Sard 18. ve 19.yy'lara ait Kula evleri
Antik kaynaklar şehrin kurucuları olarak, bugünkü Yunanistan’ın Tesalya Bölgesi'ndeki Pelion Dağı civarında yaşayan Magnetleri işaret etmektedir. Magnetler, Batı Anadolu'ya göç ettiklerinde önce Menderes Nehri kıyısındaki Magnesia’yı, daha kuzeye giden bir koluda Sipylos Dağı eteğindeki Magnesia’yı kurmuşlardır. Sonra kurulan şehri Menderes Magnesia’sından ayırt etmek için “Magnesia ad Sipylum” adını kullanmışlardır. Magnesia, Türk hâkimiyeti sırasında zamanla Mağnisiye, Mağnisa, Manisa şekline dönüşmüştür. Kelime “Büyük şehir” anlamına gelmektedir.
Manisa Dağı eteğinden Gediz Ovası'na bakan şehir sırasıyla Hititler, Frigler, Yunanlar, Lidyalılar, İranlılar, Romalılar, Bizanslılar, Saruhanoğulları ve Osmanlıların hâkimiyetinde kalmıştır.
Tarih boyunca hemen her büyük medeniyetin dikkatini çekecek kadar zengin olmuş Manisa topraklarının geçmişi Yontma Taş Devri'ne kadar uzanır. Bölge Lidya bölgesi olarak bilinen bölgenin tamamına yakına Manisa’dadır. Bölgede başta Sardes (ya da Sardis) olmak üzere sayısı yirmiyi aşan antik kent mevcuttur. Osmanlılarda ise Manisa Sancağı, geleceğin padişahlarının Osmanlı dönemi adıyla Saruhan Beylerbeyliği ilk görev yeridir. Şehzadeler Manisa bölgesinin yönetiminde sorumlu tutulup, idarecilik yeteneklerini geliştirirlerdi.
Manisa şehri Yunan ordusu tarafından 26 Mayıs 1919'da işgal edildi ve 8 Eylül 1922 tarihinde Türk ordusu tarafından geri alındı. Yunan ordusu Batı Anadolu'dan geri çekilirken yakıp yıkma taktiği uyguladı. Orta Doğu tarihçisi Nettleton Fisher konu hakkında, "Geri çekilen Yunan ordusu bir yakıp yıkma politikası benimsedi ve önüne gelen bütün savunmasız Türklere karşı vahşilikler uyguladı." yazdı. İskoçyalı tarihçi Kinross Yunan geri çekilişini, " Zaten onun (Yunan ordusu) önünde bulunan çoğu mahalle harap içindeydi. Tarihi kutsal şehir Manisa'da 18 bin binadan sadece 500'ü ayakta kalabilmişti." sözleriyle tasvir etmiştir.
Katakekaumene
Strabon tarafından Katakekaumene (Yanık Ülke), olarak anılan Kula yakınlarında 1,1 milyon yıl ile 12 bin yıl arası süreçte gerçekleşen volkanik patlamalar nedeniyle oluşmuş geniş bir arazi vardır. Yapılan araştırmalar bölgede Yontma Taş Devri 'nden kalma 15 bin ile 25 bin yıl öncesine ait ayak izleri bulunmuştur.
Hititler
Hitit döneminde bölgenin Arzava adıyla anıldığı düşünülüyor. Dönemin en önemli eseri "Kybele Kaya Anıtı" dır. MÖ 13. yüzyıla ait eser, bölgeye yapılan bir Hitit seferi sırasında yapılmıştır.
Lidya
Tarihte ilk altın parayı basan Lidya Krallığı'nın başkenti, bugün Salihli ilçesi sınırlarında yer alan Sardes kentidir. Bin tepeler bölgesinde Lidyalılardan kalma tümülüsler ve kral mezarları bulunmuştur. Antik ticaret yolu Kral Yolu da İran ve Mezopotamya'dan başlayarak il sınırları girer ve Lidya Krallığı'nın merkezi Sard şehrine uğrardı.
Roma
Hristiyanlıktaki önemli 7 kiliseden, 3'ü bu ildedir;
Osmanlı
İlin Osmanlı dönemindeki adı Saruhan'dır. Adını Saruhan Beyliği'nden alır. İl'deki önemli Türk-Osmanlı eserleri şunlardır;
Coğrafya
İl dağlarla çevrilidir; batıda Yunt Dağı ve Yamanlar Dağı, güneyde Bozdağlar, kuzey ve doğuda ise Simav Dağlarıyla. Ayrıca Spil Dağı Millî Parkı bu il sınırları içindedir. Kula ilçesi çevresi ise eski bir yanardağ bölgesidir ve bölgede peri bacalarına rastlanır. Bölge yerel belediyenin girişimleriyle jeoparka dönüştürülüyor.
İlinin başlıca akarsuları kollarıyla birlikte Gediz Nehri ve Bakırçay 'dır. Ege bölgesinin önemli doğal iki gölünden biri olan Marmara Gölü, bu ildedir. Demirköprü Barajı ise sadece ildeki değil, tüm Bölgedeki önemli barajlardandır. Diğer barajlar ise Afşar Barajı ve Sevişler Barajı 'dır.
İklim
Ege bölgesinin batı kesiminde geniş bir alanı kaplayan Manisa ilinde, batı kesimlerinde ve Gediz Nehri havzası boyunca karasal nitelikli Ege-Akdeniz iklimi hakim olmakla, özellikle doğu ve dağlık bölgelerinde İç Anadolu'nun karasal ikliminin etkileri de görülür. Bitki örtüsü batıdan doğuya doğru sırayla, ova bitkileri, makiler, ormanlar ve alpin bitkilerinden oluşur. Dağlarda egemen bitki örtüsü ormanlar ve makilerdir.
Ekonomi
Kula'daki Kapadokya benzeri peri bacaları Gediz Ovasının bereketli topraklarının da etkisiyle tarımsal üretim sıralamasında ilk üç ilden biridir. Yüzyıllardan beri dokumacılık, gıda, dericilik ve tarım konusunda faaliyet gösteren Manisa’da bugün sanayi önemli bir gelir kaynağıdır.
Koruma altına alınmış bir milli parka sahip olan Sipil dağı eteklerinde bir yayla evinde konaklamak hangimize çekici gelmezki. Sipil dağı trekking, dağcılık ve yamaç paraşütü ( yaklaşık 1500 m. ) için oldukça uygun özellikle dağcılık sporu bakımından zirveye varılıp inilebilen nadir alanlardan biridir.
Şifalı sular bakımından zengin bir bölgede bulunan Manisa’daki jeotermal su kaynakları asırlardır bilinmektedir ve yerli yabancı turistlerin ilgi odağıdır.
Manisa’da, pek çok rahatsızlığa şifa olan Urganlı Kaplıcaları, Anadolu’nun en büyük Tümülüsleri olan Bintepe Tümülüsleri, Manisa’nın tarihini içinde gizleyen Sidas Antik Kenti, Spil Dağı’nın eteklerinde konuşlanan Manisa Kalesi, 500 yıldır orijinalliğini korumuş Sultan Hamamı ve uluslararası üne sahip, mitolojik hikâyesiyle herkesi büyüleyen Ağlayan Kaya mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerdir.
Salihli’de bulunan Kurşunlu ve Sard kaplıcaları Manisa’nın sağlık turizmine önemli bir katkı sağlamaktadır.
Yörenin en tanınmış ürünü ise hiç kuşkusuz üzümdür. Her tanesi ayrı bereket ayrı lezzettir. Ülkemizin en verimli topraklarından Gediz Ovası Manisa’da zengin bir bitkisel üretim çeşitliliği olmasını sağlamaktadır.
Ünlü Akhisar zeytinleri, kaliteli pamuk üretimi, tütünü ve kirazıyla Manisa tarımsal üretim sıralamasında ilk üç ilden biridir.
Son yıllarda artan organik tarım üretimi, baraj ve gölleriyle Manisa, eko turizm alanında da önemli potansiyele sahiptir.
Manisa’nın bir diğer önemli özelliği ise semer yapımı, bakırcılık ve demircilik gibi geleneksel el sanatlarının devam ettiği bir kent olmasıdır.
Financial Times tarafından dünyanın en uygun yatırım kenti seçilmiştir. ihracatla Türkiye'de Gaziantep'ten sonra en çok ihracat yapan 7. şehir özelliğini taşımaktadır.
Eğitim
Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Adını; Milli Mücadele yıllarında Atatürk'ün yanında silah arkadaşı olarak yer alan, Son Osmanlı Mebusan Meclisi'nde Saruhan Mebusluğu da yapmış olan Celal Bayar'dan alan Celal Bayar Üniversitesi, bölgenin sosyal ve kültürel beklentilerine ve gereksinimlerine cevap verecek araştırma merkezlerini de açmış ve bunları işlevsel hale getirmiştir.
Ege Bölgesi'nin en büyük 3 üniversitesinden biridir.
Simge olarak Manisa Lalesi (Anemon)'ni alan üniversite, bu simge ile sevgi, bilgi ve gelişmeyi geçmişten geleceğe taşımayı temsil etmektedir.
Kültür
Manisa Tarzanı
Asıl adı Ahmet Bedevi olan Manisa Tarzanı'nın nüfus kayıtlarındaki ismi Ahmeddin Carlak'tır. 1888'de Bağdat'da doğup Türk ordusunda askerlik yapan Carlak, daha sonra milli mücadeleye katıldı, kırmızı şeritli İstiklal Madalyası ile onurlandırıldı.
Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında Manisa'ya gelip yerleşen Bedevi, sessiz garip bir insandı. Belediyede süpürgeci olarak göreve başladı, bahçıvan yardımcısı, itfaiye eri olarak çalıştı. Manisa'yı yeşillendirmek için tüm gayretiyle çalışan Bedevi, dayanılmaz sıcaklarda önce atlet ve kısa pantolon, sonraları yaz kış demeden siyah şortla dolaşmaya başladı. Manisa Tarzanı denilen çevre lideri, Spil'de kulübede yaşamaya başladı, 31 Mayıs 1963'te yaşamını yitirdi.
Mesir Macunu
Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Manisa’da hastalandığında saray doktorları bir türlü tedavi edemezler ve sonunda Sultan, 41 çeşit baharatın karışımından hazırlanan mesir macunuyla şifa bulur. Padişah'ta olayı kutlamak için kalan macunu halka dağıtır. Bu olayda gelenekselleşir ve "Mesir Festivali" olarak kutlanır.
Mesir şenliği 476 (2016 yılında) yıldır Manisa’da devam edip yaşatılmaktadır.